EQUESTRIAN
İnsanlık tarihinin başlangıcını tetikleyen yaradılış mı varoluş mu tartışmalarını bile gölgeleyecek kadar güçlü bir simge olan Havva, yani kadının, yalnız ama bir o kadar da güçlü portresine davet ediyor fotoğraflar bizi…
Çekimin ana teması olan 1800’lü yılların baskınlığı her detayda kendini vurguluyor. Klasizm olarak benimsenen ve 1700lerin ortasında başlayıp 1800’ün ilk çeyreğine kadar zengin fakir ayırt etmeden her kesimi etkisi altında bırakan moda akımı kıyafetlerde boy gösterirken, ışık ve renk tercihleri de aynı dönemde İngiltere’de ortaya çıkan ve tablodaki aydınlık ile duygulara dokunan renkleri yakalamayı, doğanın hassas biçimde gözlenip sentezlenmesi ile gerçeği aktarmayı hedefleyen Ön-Raffaelloculuk akımına atıfta bulunur. Akımın en ünlü ressamlarından biri olan Sir John Everett Millais’in tablolarındaki kadınların hayat bulmuş hali diyebileceğimiz fotoğraflar, seyircisine kontrollü ve yoğun bir duygu geçişi vaat ediyor. Modanın yabanıl ve acımasız şartlarını, Havva’nın yasak meyve elma ile insanlığın kaderine etkisini, kadının gücünün ve zarafetinin, toplumsal statü baskılarının ironi yapılarak simgeselleştirildiği çekim, izleyicisini hem tarihte hem de insanlığın kendini anlamak ve anlatmak için yarattığı mitlerin içerisinde gezintiye sürüklüyor.
Çekimin ana teması olan 1800’lü yılların baskınlığı her detayda kendini vurguluyor. Klasizm olarak benimsenen ve 1700lerin ortasında başlayıp 1800’ün ilk çeyreğine kadar zengin fakir ayırt etmeden her kesimi etkisi altında bırakan moda akımı kıyafetlerde boy gösterirken, ışık ve renk tercihleri de aynı dönemde İngiltere’de ortaya çıkan ve tablodaki aydınlık ile duygulara dokunan renkleri yakalamayı, doğanın hassas biçimde gözlenip sentezlenmesi ile gerçeği aktarmayı hedefleyen Ön-Raffaelloculuk akımına atıfta bulunur. Akımın en ünlü ressamlarından biri olan Sir John Everett Millais’in tablolarındaki kadınların hayat bulmuş hali diyebileceğimiz fotoğraflar, seyircisine kontrollü ve yoğun bir duygu geçişi vaat ediyor. Modanın yabanıl ve acımasız şartlarını, Havva’nın yasak meyve elma ile insanlığın kaderine etkisini, kadının gücünün ve zarafetinin, toplumsal statü baskılarının ironi yapılarak simgeselleştirildiği çekim, izleyicisini hem tarihte hem de insanlığın kendini anlamak ve anlatmak için yarattığı mitlerin içerisinde gezintiye sürüklüyor.